Pozcu’da Rus Güzeli Fuldem İle Unutulmaz Anların Peşinde

Pozcu’da Rus Güzeli Fuldem İle Unutulmaz Anların Peşinde

^ a b Kunt,Metin; Akşin,Sina; Ödekan,Ayla; Toprak, Zafer; Yurdaydın, Hüseyin G. (1996), Sina Akşin (Ed.), Büyük Türkiye Tarihi 3.Cilt Osmanlı Devleti (1600-1908), Cem Yayınevi, s. 161,162 ".

^ a b Kunt,Metin; Akşin,Sina; Ödekan,Ayla; Toprak, Zafer; Yurdaydın, Hüseyin G. (1996), Sina Akşin (Ed.), Büyük Türkiye Tarihi 3.Cilt Osmanlı Devleti (1600-1908), Cem Yayınevi, s. 161,162 "...Osmanlı Ordusunun Abdülaziz tarafından alınan silahlar sayesinde o bakımdan iyi olduğu, fakat subay assubay niceliği bakımından Ruslardan hayli geride olduğu anlaşılıyor. Ruslar hızlı bir manevra savaşı sürdürürken, Rumeli ordusunun komutanı yaşlı Abdülkerim Nadir adeta bir bekle gör tutumu içindeydi. Onun azli üzerine yerine gelen (17/07/1877) Mehmed Ali Paşa da duruma egemen olamadığı gibi, Abdülhamit'in hastalıklı ruhunun yani kuruntularının bir ürünü olarak, İstanbul'da kurduğu Meclis-i Askerinin kumanda işlerine karışması işleri büsbütün çorbaya çevirdi,28 Eylül'de komuta Süleyman Paşa'ya verildi. Rus başarıları üzerine o kuvvetlerini dağıtmayıp Edirne ve Çatalca'ya toplamak fikrini savunmuşsa da, güya onu kıskanan Hassa Müşiri Çerkez Rauf Paşa, Abdülaziz'i tahttan indiren Süleyman Paşa'nın Edirne'ye gelmesinin tehlikeli olacağını söyleyerek padişahın "vehmini tahrik" ettiğinden müsade edilmemiş. Gerçekten de Edirne düştüğünde (20/01/1878) orayı savunan asker miktarı ancak 8.000 idi. Böylece Ruslar Yeşilköy'e kadar gelip I. Cihan Savaşı sırasında havaya uçurulacak olan Büyük Zafer anıtını inşa ettiler..."

^ a b c d e Oğuz, Ahmet (Nisan 2014), Birinci Meşrutiyet Meclisinin Kapatılması Sonuçları Üzerine (s.41-67) (PDF), Nevşehir Barosu Dergisi,Yıl:1, Sayı:1, ss. 48,50,56,62,63, 12 Şubat 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF), For more information regarding daha fazla bilgi almak için have a look at our own web page. erişim tarihi: 10 Şubat 2024
" ...ilk açılan Osmanlı Meclis-i Mebusan’ın hızlı ve sert bir şekilde son bulması ve uzun bir süre böyle bir parlamenter meclisin oluşturulamaması, buna karşı gelişen muhalefetin devlet yönetme kabiliyetine sahip olamaması, Osmanlı devletinin belki de sonunu hazırlayan en büyük etkenlerden birini meydana getirmiştir. İttihat ve Terakki hedef olarak kendine sadece II. Abdülhamid’i tahttan uzaklaştırmayı seçmiş, iktidara gelince ne yapacağını düşünmemiştir. Devletin, İttihat ve Terakki gibi çağı kavrayamayan Sultan'ı devirmekten başka hedef gütmeyen bir gurubun eline geçmesi adeta sonraki felaketlerin başlangıcı olmuştur. Eğer meclis, İslam’ın meşveret anlayışı olarak görülse ve o şekilde çalışabilseydi ne imparatorlukta en sona kalan Müslüman-Türk uyanışı gecikir ne de Abdülhamid sonrası iktidar sarhoşu bir yönetim iş başına geçerdi. Eğer meclis padişahın danışma meclisi hüviyetiyle bile iş görebilmiş olsaydı, yılların olgunluğu içinde devlet için en doğruyu bulabilecek kapasiteye ulaşabilirdi. Bir diğer dikkate alınması gereken ve çok önemli olan başka bir unsur da demokrasinin ancak zaman içinde olgunlaşarak güçlene bileceğidir. Oğlun, yapıcı ve güçlü bir muhalefetin gelişmesi de ancak böyle sağlanacaktır. Eğer istenildiği zaman kapatılabilen bir meclis değil de kurumsallaşan bir meclis tarih içinde gerçekleşebilseydi, Sultan Abdülhamid’in tahttan indirilmesiyle boşalan yönetim boşluğu İttihat ve Terakki ile doldurulmayacak, padişaha ve saraya da olumlu yön verebilen deneyimli ve kurumsal kimliğe sahip bir meclisin yol göstericiliğinde devlet yönetilecekti... „

21.05.2008 günü Saat:14.03’ de Hatice BAHTİYAR/ Durmuş Ali ÖZOĞLU isimli şahısla yaptığı telefon görüşmesinde, Hatice’ nin Kızılaydan Genel müdür Ö. isimli şahsın arayarak dosyaları hazırlamalarını istediğini söylediği, kendisinin "Tarhan kitapevine girmiş çocuklar HARBİYELİ ÇOCUKLARDAN ... ŞİFRE ÇÖZÜLDÜ ARIYORMUŞ BİRİSİNE ORDA SORMUŞ AYNEN ŞUNU SÖYLÜYOR ORDAKİLER BAKINIZ ŞU PROPAGANDAYI DA YAPIYORLAR Toplumsal Dönüşüm Yayınları battı, Şimdi çocuk tabi Harbiye ikinci sınıfta ama Kemal amcasının şeyinden geçmiş onlara demiş ki Türkiye Cumhuriyeti Devleti batarsa Toplumsal Dönüşüm Yayınları da batar" dediği, Hatice’ nin asker ve vatan, irtica ve terör, Türkiye’ye saldırı iki ay oldu dağıtalı hiç dağıtmamışlar direk iade yaptılar dediği hatırlatılıp sorulunca; Kızılay Genel Müdürü’nün Ö.T. olduğunu, Hatice BAHTİYAR ve Durmuş Ali ÖZOĞLU isimli şahısların kendisine K.T. isimli bir ajans işi yapan tanıdıklarının zor durumda olduğunu, Kızılay’ın baskı işlerini kime yaptırdığını söyledikleri, bu nedenle Ö.T. ile görüştüğünü, Daha sonra Durmuş Ali ÖZOĞLU ile Ö.T.’ yı bu iş için görüştürdüğünü, ders verdiği şahıslara Durmuş Ali ÖZOĞLU’nun Şifre Çözüldü isimli kitapları verdiğini, ders verdiği askeri şahıslar da okulda dağıtmak için bu kitabı aradıklarında kitap satan firma ile aralarında bu diyalog geçtiğini, bunu anlattıklarını, askerler de şahsı tanıdığı için bu cevabı verdiklerini,

madelaineparra

13 Blog posting

Komentar