Kendisinin konuyu özel olarak araştırdığını, bu tespitlerine göre; Tarık Ümit’in son kez Divan pastanesinde görüldüğünü, orada yemek yerken, ertesi gün Düzce’ye gideceği için 3 kutu çikolata aldığını, o sırada, ertesi gün bayram olduğundan dolayı çikolata almaya gelen müşterek aile dostları, Baha Şen’in Tarık Ümit’i orada görüp konuştuğunu, onların konuştuğu sırada Tarık Ümit’in tanıdığı iki beyin daha geldiği ve dörtlü grup olarak sohbete devam ettiklerini, otururken Baha Şen’le Tarık Ümit’in karşı karşıya diğer beylerinde onların yanına oturduğu, Baha Şen’in karşısında oturan beyi teşhis edebilirim dediğini, soruşturmayı yapan başçavuşunda Baha Şen’i dinlediğini, Baha Şen’in anlatımına göre Tarık Ümit ile yeni gelen beylerden birinin ağızlarını kapatarak fiskos yaptıklarını ama ne konuştuklarını anlıyamadığını, ancak Tarık Ümit’in "O niye gelmedi" diye sorduğunu, diğerinin de "O evde bekliyor" dediğini duyduğunu, jandarmanın tespitlerine ve bilahare bu konuda Mit’in de bir raporu olduğu tespitlerine göre; Tarık Ümit’in ertesi gün bayram sabahı Düzceye gitmek niyetindeyken, Divan Pastanesine geldikten sonra, cep telefonuyla arandığını ve orada kararını değiştirip, Adapazarındaki kızına ve Düzcedeki annesine telefon ederek bayrama gelemiyeceğini bildirdiğini, Tarık Ümit’i cep telefonundan son arayan telefonun Avşar Kederoğluna ait olduğunu, Başçavuş Ahmet’in sorgulaması sonucu Avşar Kederoğlunun telefonunun özel harekatta görevli polis memuru Ziya’da olduğunu söylediğini, Başçavuş Ahmet’in o sıralar kendisine ben meseleyi çözdüm, sonuna kadar geldim, ancak rapor hazırlamam lazım, bu da (15) gün alır dediğini, sonra birgün Ahmet Başçavuştan soruşturmanın bittiğini öğrendiğini, özel araştırmaları sonucunda; Ahmet Başçavuşun anılan iki polis memurunu Ataköy tarafında bulup sorgulamasından sonra Ankaradan İbrahim Şahin kendisini arıyarak benim memurlarımı sıkıştırma, çok fazla üzerlerine gitme, ne soracaksan sor, sonra da bırak; aslında senin onları sorgulamaya yetkin yok dediğini, Ahmet Başçavuşunda ona; "benim listem de senin de adın var, seni çağırıp ifadeni alacağım" dediğini, ancak ertesi gün bir yerlerden geldiğini sandığı bir emirle Ahmet Başçavuş’un bu işi bıraktığını,
Tape No:9135, 05. If you beloved this posting and you would like to get far more info concerning Escort diyarbakır kindly pay a visit to our page. 01.2009 günü Bilgesu ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; Y. KÜÇÜK'ün "Kusura bakma bu Kanal Biz den aradılar öyle bişey değil genel bi sohbet için bende sormuştum ne yapıyorsunuz düzelecek misiniz edecek misiniz ondan sonra bizim Merdan orda eski arkadaşımız sende bilirsin", "O çok iyimser tabi böyle beni de ben benimle ilgili de bir istekleri var ancak bende henüz ortada bi televizyon görmüyorum üzerimde de çok büyük baskı var dün bi cenaze vardı orda ondan sonra bi greyfurt alayım diye pazara gittim pazarda da öyle iki tane kadın halkımızdan yani belki bi öğretmen böyle greyfurt alırken sana bayılıyoruz dediler ondan sonra", "Peki iyi ben de ondan sonra bişey yapayım dedim ne yapayım öyle bir baskı var ki televizyon değil şimdi Kanal Biz, bide var bi önerileri var" dediği, Bilgesu'nun "Kürt televizyonundan gelmedi mi sana" dediği, Y. KÜÇÜK'ün "Kürt televizyonundan gelmez bana" dediği, Bilgesu'nun "Ne güzel olurdu Şeş de çıkman aslında Kanal Şeş orası Şeş değil Şaş ne iki yüzlüler ne kadar iki yüzlüler aman ya rabbi" dediği, Y. KÜÇÜK'ün "Ama biz gayet açık biz yolu açtık onları ..." dediği, Bilgesu'nun "Ne kadar açılırsa açılsın Allah aşkına biyerde insanları öldürüyorlar öteki tarafta Türkçe Kürtçe konuşturmuyorlar ondan sonra da kanal açıyorlar kim yer bunu yani bu açılmış yoldan gelince burdan mı çıkılır yani demek ki biz yol mol açamamışız" dediği, Y. KÜÇÜK'ün "Ama ... biz bunun zahmetini çektik" dediği, Bilgesu'nun "Çektik bitanem ama yani açtığımız yol bu değildi bizim" dediği, Y. KÜÇÜK'ün "Tabi bunlar ..." dediği, Bilgesu'nun "Bize ne bu bu başka bişey bu bu terbiyesizlik iki yüzlülük hainlik yani boş ver peki hadi bakalım bak öfkem yerinde hadi hoşça kal" dediği tespit edilmiştir.
Tape : ... 22.02.2008 tarihinde Ferid İLSE VER ve Serhan BOLLUK iie görüşmesinde özetle; Ferid İLSEVER'in "Abi ben Doktor Kemal İÇMEN aradı" "Ben hastanedeyim SSK hastanesinde fakat şöyle bir az önce İstanbul Emniyet 7-8 kişiyi gözaltma aldı dedi ee Emin GÜRSES Alo" dediği, Serhan BOLLUK'un "Emin GÜRSES'i mi ?" dediği, Ferid İLSEVER'in "... gözaltına almış internetten takip ettim gördüm dedi Vedat YENERER 7-8 kişiyi gözaltma almışlar" "...bana öyle söyledi şimdi telefonla aradılar beni bunlar bunlar gözaltına alınmış dedi senden ricam aklıma geldi şimdi Vedat YENERER'i haber yapıyoruz adını geçireceğiz vs. falan filan geçirmeyelim şimdi onu söylemek için aradım seni" dediği, bu görüşme ile ilgili olarak şüpheli Serhan BOLLUK savcılık ifadesinde; Ferid İLSEVER derginin yayınlanacak olan sayısında Vedat YENERER hakkında bir haber çıkacağını bildiğini, Şuanda bunun neyle ilgili olduğunu hatırlamadığmı,bu esnada Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltma alınınca haberin çıkmasının uygun olmayacağını değerlendirerek kendisini bu konuda aradığını,Bu konuda konuştuklarmı,soruşturmanın siyasi yönlendirmeyle yürütüldüğü konusunda neredeyse kesin bir kanaate sahip olduğu için soruşturmayı başından itibaren yürüten Savcı Zekeriya ÖZ hakkında siyasi eğilimleri, ne yapıp yapmadığı konusunda bir araştırma yapma konusunda konuşmaları olduğunu, ancak bunu dergi kapağı yapmaya karar vermediğini beyan etmiştir.
ilenepietrzak7
27 Blog posts