Türk Hava Yolları

Türk Hava Yolları

1.031 5. 1.031 5. 1.031 5. 1.031 5.

1.031 5.103
İkinci İntifada veya El Aksa İntifadası (Arapça: انتفاضة الأقصى Intifāḍat al-ʾAqsā; İbranice: אינתיפאדת אל-אקצהIntifādat El-Aqtzah), Eylül 2000'den 2005 yılına kadar devam eden ikinci Filistin ayaklanmasıdır. İsrail ve Filistin arasındaki çatışmalar Şubat 2005 yılında Ariel Şaron ve Mahmud Abbas'ın katıldığı Sharm ek-Sheikh Zirvesi ile sona ermiş. Ayrıca Oslo Savaşı olarak da bilinir. Toplam ölü sayısı Filistin tarafında 3000 ve İsrail tarafında 1000 i buldu ve ayrıca 64 yabancı da hayatını ayaklanma sürecinde kaybetti.[1][2] B’Tselem’in raporlarına göre, 30 Nisan 2008 tarihine kadar öldürülen Filistinlilerin 35.2% si ayaklanmalarda aktif bir şekilde rol aldı,[3] 46.4% ü ayaklanmalara katılmadı[4] ve 18.5% inin katılıp katılmadığı bilinmiyor.[4] Yine B’Tselem raporlarına göre, İsrail tarafında ölenlerin 31.7% si güvenlik güçlerinden ve 68.3% ü sivillerdendi.[4] Diğer yandan, İsrail Uluslararası Terörle Mücadele Enstitüsü’nün 2005 tarihli bir çalışmasına göre, Diyarbakır Escort Filistinliler arasında yaşamını kaybedenlerin çoğunluğu mücahitti.[5] Enstitü, İsrailli şiddete başvuranların, 22% olduğu ve sivillerin, 78% olduğu sonucuna vardı.[6] Bundan önceki Birinci İntifada 1987 ve 1993 yılları arasında gerçekleşti.[7]

Erhan TIMUROGLU Kollukta alınan 24.05.2006 tarihli ifadesinin konu ile ilgili bölümüne özetle ; Cumhuriyet Gazetesine bomba atıldıktan sonra Osman YILDIRIM ile Alparslan ARSLAN'm buluştukları bardan ayrılması üzerine Tekin IRŞİ ve İsmail SAĞIR'm moralinin bozulduğunu, kendilerine ne olduğunu sorduğunda Osman YILDIRIM'ın bombanın patlaması halinde para akacağını, paranın içinde yüzeceklerini söylediğini, ancak şu ana kadar para görmediklerini, bu nedenle morallerinin bozulduğunu söylediklerini, Danıştay Saldırısı için Ankara'ya geldiklerinde İstanbul'da kalan Tekin IRŞİ'nin Alparslan ARSLAN'a mesaj çekerek para istediğini,Alparslan ARSLAN'm da kendisine 120 YTL vererek Tekin IRŞİ'ye bu parayı göndermesini istediğini, ancak hesap numarası olmadığı için bu parayı gönderemediğini ve parayı İsmail SAĞIR'a verdiğini beyan etmiştir. C.başsavcılığımızca tanık sıfatı ile alman 13/03/2008 tarihli ifadesinde özetle; Cumhuriyet gazetesi eyleminden sonra Alparslan ARSLAN'm kendisine İsmail SAĞIR'a verilmek üzere 200 YTL para verdiğini, Alparslan ARSLAN'm babası İdris ARSLAN tarafından kendisine cezaevinde bir defa 200 YTL, bir defa da 100 YTL para yatırıldığını, Diyarbakır Escort neden kendisine para yatırdığım ise bilmediğini beyan etmiştir. Tekin IRŞİ Kollukta ahnan 20.05.2006 tarihli ifadesinin konu ile ilgili bölümünde özetle ;

Alparslan'la okul arkadaşlığı dışında daha sonraki yıllarda uzaktan arkadaşlıklarının devam ettiğini, Salih KURTER'in yanma birkaç sefer kendisini götürdüğünü, Salih KURTER'in yaşlı bir adam olduğunu, hiçbir tarikatla ve cemaatle alakasının olmadığını, kendilerine herhangi bir eylem telkininde de bulunmadığını, bu tür bir konunun bahsinin dahi geçmediğini, 80-90 yaşında bir adam ve beş tane hastalığının olduğunu, bu hastalıklar sebebiyle siyasi işlere girebilecek bir adam olmadığını, Danıştay olayı olunca kendisinin de çok şaşırdığını, ayrıca üzüldüğünü, böyle bir olayın tasvip edilmesinin mümkün olmadığı gibi, böyle bir olayda Türkiye'ye büyük bir zarar verildiğini ve ihanet edildiğini düşündüğünü, Cumhuriyet gazetesine atılan bombalar için da aynı düşünceleri paylaştığını çevresindeki arkadaşlarına söylediğini, aradan 40 gün geçince birden Alparslan ARSLAN'ın kendi ismimi verdiğini, o günlerde kız istemeye gidecek ve nişan yapacak olduğunu, tam bu arada kendisinin gözaltına alındığını, oradaki ifadeleri neyse, şimdiki ifadelerinin de aynı olduğunu, gizleyecek ve saklayacak bir şeyinin olmadığını, niçin kendisi hakkında böyle bir iftira attığını bilmediğini, avukatının son celse mahkemeye yazılı olarak sunduğu ve kendisine de söylediği Saygı ÖZTÜRK'ün bir röportajına dayanarak Veli KÜÇÜK'ün "Ben Muzaffer TEKİN'i Süleyman olarak tanıyordum." şeklindeki beyanından bahsettiğini, bu beyanı herhangi bir yerde görmediğini ve avukatı söyleyince haberinin olduğunu, avukatının duruşmada bunu mahkemeye söylediğini, ancak tutanağa geçip geçmediğini bilmediğini, Ayrıca Ocak ayındaki duruşma sırasında mahkeme nezarethanesinde Osman YILDIRIM'ın kendisine avukatına söyle benimle görüşsün, senin için iyi olur dediğini, kendisinin de avukatı Mehmet ENER'e söylediğini, kendisine herhangi bir şey söylemediğini, ancak daha sonraki duruşmada Osman YILDIRIM'a sorduğunda ben avukatınla görüştüm dediğini, avukatıyla bu konulan görüşmediğini, kendi aralarında ne görüştüklerini bilmediğini,

noreentoro463

1 Blog Postagens

Comentários