Diyarbakır Elit Escort Hizmetleri Nedir? Diyarbakır elit escort hizmetleri, kullanıcılarına yüksek kaliteli ve kişiye özel deneyimler sunmayı amaçlayan bir sektördür. Bu hizmetler, genellikle zenginlik, lüks ve ayrıcalıklara odaklanarak müşterilerine eşsiz bir deneyim yaşatmayı hedefler. Bu sayede müşteriler, sadece fiziksel çekicilik değil, aynı zamanda entelektüel bir sohbet ve sosyal etkileşim de elde ederler. Elit escortlar, profesyonel, zarif ve dikkatli bir şekilde eğitim almış kişilerden oluşur. Diyarbakır elit escort hizmetleri, sunduğu geniş yelpazeyle, tüm müşteri beklentilerini karşılamak üzere tasarlanmıştır. Müşteriler, kaliteli escort hizmetinden tatmin olmakta ve bunun karşılığında özel ilgi görmekteyken, escortlar da profesyonelliklerini ön planda tutarak ilişkilerini yönetmeleri gerekir. Altında yatan düşünce, bu hizmetlerin karşılıklı memnuniyet sağlamak üzere inşa edildiğidir. Bu tip hizmetler, genellikle özel etkinliklerde veya sadece kişisel bir buluşma için tercih edilmektedir. Diyarbakır sınırsız escort hizmetleri, sadece fiziksel bir bağlantı değil, aynı zamanda müşterilerin sosyal ve duygusal ihtiyaçlarını da karşılamak için tasarlanmıştır. Bu hizmetler, genellikle bir süreliğine sunulmakta olup, kullanıcılar için özel olarak şekillendirilmiş deneyimler sunma amacı taşır.
Bir de bu Ali dediğimiz Mutkili Ali'yi, bir de Cemal Uzgören, bir de bu MİT teşkilâtını tamamıyla lehimize kullandı yani. Kullandı, ben Hicaz'a gitmişim 92'de. Benim oğlum Emin Altındağ'ı korkutuyorlar, tehdit ediyorlar, yakın çevreleriyle. Bizi bu sefer devlet aleyhine şey ettiler. CEVAP - Yani, yakın çevre. SORU - Bunu diyen kim? Bu Ali İhsan Kaya denilen bir herif var, işadamı sözde, o, bir de başka. Yani, bir de şeyinle çok yakın sıkı fıkı ilişkisi var başsavcının. Bir de bir avukat, yine başsavcının avukatı İhsan Fikret Biçici. Bunlar, çocuğu zımnî olarak tehdit ediyorlar, korkutuyorlar. Ben de dış ülkedeyim, yani, yurtdışındayım. Ne yaparsınız?.. Bu kalkıyor kendi küçük kardeşini alıyor. Bu Ali İhsan Kaya ile çocukları alıyor, 27 Mart 2000'de alıyor, götürüyor İstanbul'a. Götürüyor Marmara Otelinde, orada amca dedikleri Eşref Hatipoğlu emekli olmuş, şimdi oralarda İstanbul sokaklarında dolaşıyor, bir yerde güvenlik görevini yapıyor. Onu çağırıyor o otelde, bir de gazeteler şeyi diyelim, korsan bir gazeteci Şenol Gezer isimli bir İnsan, o da aleyhimize yazı yazmıştır o arada, bunları çağırıyorlar.
Bu kelimeyi şey etti. SORU - Peki, Ali Kaya'yı siz ne derece tanıyorsunuz, onun malvarlığı vesaire? Jandarmada dosyalar geliyor senin. Yani, bu olaylardan evvel üç dört defa benim yanıma geliyor, Yüzbaşı Ali Osman Celasun'la geliyor. Kitaplarıma bakıyor. Benim şeyim, kitap var, dinî kitaplar var, tarihî kitaplar var. Orada, yaklaşık on seneden beri o bölgede cirit adıyor. Ondan sonra, bakıyor, araştırıyor, çayını içiyor, yemeğini yiyor, gidiyor. Ben, yazarım. Bunlara epey bakıyor. SORU - Peki, Fethi İpek isimli bir şahsın öldürülmesi olayı. Ondan sonra komplo hazırlıyor. CEVAP - Fethi İpek? CEVAP - Yok, ben o olayı bilmiyorum; ben onu bilmiyorum. Biliyor musunuz o olayı siz? SORU- Mehmet Ali Bey, siz uzun süre askeriyeyle iş yapmışsınız, öyle ifade ettiniz, yirmi yıl falan. CEVAP - Evet, doğrudur. SORU - Hâlâ da devam ediyor herhalde işleriniz. İş yok şimdi, kestiler; üç dört senedir kestiler. CEVAP - Devam ediyordu; fakat, yok, şimdi yok. SORU - Yani, bu olaylar devam ettiği sürece de siz iş yapıyordunuz, askeriyenin işlerini yapıyordunuz.
SORU - Hiç böyle bir talep olmadı? Ben size şunu arz edeyim: Şimdi, ben müteahhitliğe başladığım zaman, 1982'de başladım. 1982'de başladığım zaman, ilk şeylerim askeriyle, Diyarbakır 7. Kolordudaki inşaatlarla başladım. CEVAP - Kesinlikle efendim. 1993'e kadar problem yok. O zamandan 1990'lara kadar, 1992'lere kadar hiç problem yok; yani, hiçbir şey yok. SORU - 1982'den 1993'e kadar? CEVAP - Tabiî, 1993'e kadar problem hiç yoktu. MİT lojmanlarını yaptık. Hatta, Cizre'de spor salonu yaptık, Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğünün. Ondan sonra, Cizre'de MİT lojmanlarını yaptık. DGM'deki hâkim ve savcılar dahi sabah yemin ediyordu, şimdi, 11. Ağır Ceza Mahkemesi hâkimi -ismini unuttum, orada 1. No'lu DGM Başkanıydı - o dahi dedi ki: "Vallahi, Mehmet Ali Bey, biz gidiyorduk, Diyarbakır Söz Gazetesini masamızda gördüğümüz zaman yürekleniyorduk; diyorduk, oh, bak, böyle, devleti, bu bölgede, bu Diyarbakır'da devleti savunan bir yayın kuruluşumuz vardır." Böyle yürekleniyordu hâkim, savcılar ve etle tırnak gibiydik; yani, bir suçumuz yoktu, biz devletle çalışıyorduk. Hatta, 1994'te -yine, o da var, o yazı da var dosyada- dağa giden ulusal basının mensuplarını, gidip, dağdaki Semdin Sakık'la oturdular sıkı fıkı ve orada avakname imzaladılar ki, Diyarbakır'a ulusal basın girmeyecek.
In the event you beloved this information and you wish to get more info about buradan bilgi alın i implore you to pay a visit to our own page.
elidamcduffie
23 Blog posts